Image
This image for Image Layouts addon
Bekir Karadeniz
Gürani Doğan
Yaşamı ve Şiirleri








KaraMavi Yayınları
1. Baskı, 2011
ISBN 978-605-5825-22-5
12,5 x 19,5 cm, 352 Sayfa







75,- ₺
Kitap İstek Formu
»Bir insanı herhangi bir özelliğinden dolayı yarına taşıyacak şey yalnızca yaptıkları değil, aynı zamanda kendi içindeki değişimidir. Bu değişim de sürekli yenilenme ve birlikte söyledikleri ve yaşadıklarıyla bir uyumluk göstermesiyle ilgilidir. Özü ve sözü bir olduğunda çevresinde kabul edilip değer gördüğü gibi sonraki kuşaklar tarafından da unutulmayacak ve belki birçok yanıyla örnek olarak gösterilecektir.

Toplumlarda genel itibariyle yersiz abartma boyutuna varabilen birçok şey, gönül insanlarında daha doğrudan ve tarafsız değerlendirilir. Bu insanların hafızalara yerleşme biçimleri ise çoğu zaman farklı olur. Başlangıçta daha mütevazı, daha yerel gibi görünebilir. Ancak sevgiye dayalı bir yakınlıkla belleklerde yer eder. Bildiği yolunda derin ve sessizce akarak hedefine varacağından emin bir nehir gibi bir nesilden ötekine ulaşır, ulaşırken daha da derinleşir ve genişler.

Halk anlatıları bu anlamda bazı efsanelere dönüşerek bir bakıma gerçeklikten uzaklaşır gibi görünse de birçok gerçekliği içinde barındırır. Bu gerçeklik ise çoğu zaman sanatsal bir boyuta taşınarak geleceğe yönelir. Zaten gerçeklikle sanat birleştiğinde de süreklilik kazanır. Zamanla anonimleşerek genelin hafızasına ve kalbine yerleşir. Belki ölümsüzlük de bu noktadan sonra başlar.

Anadolu insanının binlerce yıllık bileşiminin önemli bir parçası olan Kızılbaşlık, süreç içinde çeşitli tarihsel ve toplumsal nedenlerle Alevilik olarak adlandırılarak bugüne geldi. Duruma göre kimi hızla, kimi daha yavaş biçimde gelişip değişerek şu anki yerine ulaştı. Tabii ki bu değişim ve gelişme bundan böyle de devam edecek ve kendini yenileyecektir.

Anadolu kadar Asya içlerinden Ortadoğu’ya, Kafkasya’dan Balkanlara kadar uzanan geniş bir coğrafi alanda yayılan çeşitli kültürlerin ve inançların en eskilerinden olan Şaman, Mani, Zerdüşt ve giderek değişik semavi din kaynaklarından beslenerek bugüne gelen Anadolu Aleviliğinin en öz verilerini bazen bir deyişte bulmak mümkün olabilmektedir. Bu da herhalde bir inancın, kültürün, hayat tarzının en köklü özeti olarak yorumlanabilir.

İnsanlığın tarihi bir bakıma, hareketliğinin, değişimin ve dönüşümün özetidir. Bugün artık neredeyse nesli tükenmekte olan birkaç küçük kavmin dışında arı bir topluluktan söz etmek mümkün görünmemektedir. Genel itibariyle her şeyin az ya da çok başka bir şeyden etkilendiği ya da o başka şeyi etkilediği kabul edilir. Bundan dolayı da coğrafi olarak birbirinden çok uzak gibi görünen toplumların birçok bakımdan benzerlikleri söz konusu olabilmektedir. Bu benzerlikler şaşırtıcı gelse de insanlığın geçmişindeki karmaşıklığı ifade etmesi bakımından önemlidir.

Öte yandan farklı coğrafi mekanlarda yaşayan toplumların birbirlerine daha çok benzemeleriyse inanç sistemleriyle doğrudan ilişkilidir. Bu inanç sistemleri yaşanan yerlere, şartlara, kültüre, öteki toplumlarla olan ilişkilerine göre belli değişikliklere uğrasa da temel olarak her zaman yakın dururlar.

Bu inanç gruplarının yaşadıkları yerlerde azınlık ya da herhangi bir nedenle baskı altında bulunmaları nedeniyle kendi içine kapanarak belli bir savunma mekanizması oluştururlar. Bu işleyiş aynı zamanda karşılıklı etkilenmeyi de sınırlar. Böylelikle gelenekler ve yaşam biçimleri daha otantik olarak sürer. Bunu iyi ya da kötü olarak değerlendirme dışında bir tespit olarak algılamak gerekir. Zaten sosyolojik olarak başka türlü de ifade edilmez. Bu kapalılık bir yanıyla gelişmeyle çelişik bir durum sergileyebilir, bir yanıyla ise geçmişe ilişkin daha kesin ya da kesine yakın bilgiler verebilir.

Anadolu Aleviliğinin geçmişi de ağırlıkla böylesi içe dönük bir gelişme süreci izlemiştir.«

('Anadolu Aleviliği Üzerine' başlıklı bölümden.)

* * *

Gürani Doğan'ın Şiirlerinden Örnekler

Sevgi Üstüne

Dinleyen olursa eğer
Sözümüz sevgi üstüne
Gönlümüz herkese açık
Özümüz sevgi üstüne

Hak erenlerin balıyız
Gönüllerin sultanıyız
Sevgiyi aşk tellalıyız
İzimiz sevgi üstüne

Örnektir kamilin hali
Ardından gider ahali
Cemalimiz hak cemali
Gözümüz sevgi üstüne

Güzelliğe niyetimiz
O yoldadır servetimiz
Uğraşımız gayretimiz
Tezimiz sevgi üstüne

Kalkınca gözlerden perde
Gürani Doğan her yerde
Yaratıcı yüreklerde
Yüzümüz sevgi üstüne

* * *

Yürüdüm

Doydum masallara hikayelere
Aklımı bilime taktım yürüdüm
Duygularım ayrı sevgi ayrıdır
Herkese bir gözle baktım yürüdüm

Güzellik var elbet bülbülde gülde
Onu fark eylemek sendeki elde
Çok şeyler değişti bende gönülde
İlim ışığını yaktım yürüdüm

Akıldan olmayan yol bana yetmez
İnsan olan insan yola kör gitmez
Cahiller bağırsa kızsa kar etmez
Böyle meclislerden çıktım yürüdüm

Kabullenir her şey yerli yerinde
Kişi kendisini görse derinde
Alimin kamilin meclislerinde
Güzellikten yana aktım yürüdüm

Gürani Doğan’ım sanki tor muyum
Kendimi herkesten geri kor muyum
Her şey değişirken ben durur muyum
Cahilliklerimi yaktım yürüdüm

* * *

Müşteriler Var

Gül satarım alan yoktur
Çalıya müşteriler var
Sevgi anlatan sevilmez
Belaya müşteriler var

Kadir kıymet bilinmiyor
Dosta doğru gelinmiyor
Canlı mürşit sevilmiyor
Ölüye müşteriler var

Adam yanına gitmeyen
Hiç hesap kitap etmeyen
Hasıra gücü yetmeyen
Halıya müşteriler var

Gönlüne sevgi koyan yok
Vicdan yoluna uyan yok
Katre sesini duyan yok
Doluya müşteriler var

Gürani Doğan da haktır
Ama akıl muhakkaktır
Akıllıya ilgi yoktur
Deliye müşteriler var

* * *

Gelir (Sungurlu Divanı)

Muhabbet ehli olanlar sohbete dosta gelir
Kamil tabip misalidir dermana hasta gelir
Alimler ocak ateşi nice çiğler pişirir
Eğitir öğretir yani ham giden usta gelir

Bilgili olan dünyada hayat sürer bilerek
Kederin gamın tasanın üstesinden gelerek
Bir mürşide ikrar verip kalp evini silerek
İnsansa hep ustaz olur sonunda posta gelir

Kendini bilen insanlar evrenin sahibidir
Onlar farkında her şeyin dertlerin tabibidir
Ey Gürani unutma ki yaşam sanat gibidir
Önüne engeller ise dumanda pusta gelir

* * *

Yetmiyor Bana

Allah birdir tamam İslamım ama
Bu elhamdülillah yetmiyor bana
Tekniğe bilime uysam zamana
Ne hırka ne külah yetmiyor bana

Namazı orucu aptesti guslü
Bitirmek lazımdır bütün bu faslı
Be’nin altındaki noktadır aslı
Görünmeyen ilah yetmiyor bana

Şeriattan ezan tarikattan saz
Hakikate doğru gitmeli biraz
Ne cami de namaz ne cemde niyaz
Hem vallah hem billah yetmiyor bana

Hak içimizdedir gönülde kanda
Arama boşuna cahil olanda
Allahın esası kamil insanda
Sıradan bismillah yetmiyor bana

Günahım noksanım suçum gediğim
Gürani Doğan’ı halka dediğim
Enelhak makamı belirlediğim
Bu feryat ah u vah yetmiyor bana

* * *

Hü İle

Hü dedim kamiller safına vardım
Kamilden kemalet aldım hü ile
Hü ilacı ile gönlümü sardım
İnsan özellikli kaldım hü ile

Hü ile başlıyor her şeyin başı
Hü ile sönüyor benlik ataşı
Hü ile kazandım nefs’le savaşı
Kibir i yerlere çaldım hü ile

Hü ile arifler gönlü süslenir
Hü ile aşığın aşkı beslenir
Hü ile her yanım hü der seslenir
Ben kendi kendimi buldum hü ile

Hü dedim ki her şey hü ye bağlanmış
Hü deyip aşk ile coşup çağlanmış
Hü diyen kullarda birlik sağlanmış
Hakikat yoluna erdim hü ile

Hü hü diye diye gönül arınır
Hü deyince sadık dostluk kurulur
Gürani Doğan’ım hü der sarılır
Muhabbet içine daldım hü ile

* * *

Dönderdik

Evrendeki her şey haktan diyerek
Gönül dağlarını düze dönderdik
Tat aldık imandan ikrardan dinden
Kuranı deyişe saza dönderdik

Hakkı gönlümüzde köşke yükledik
Can emanet dedik iyi bekledik
Zoraki gelene eyvallah dedik
Çileleri derdi haza dönderdik

Sevgiyle yaklaştık bütün her şeye
Hem geriye baktık hem ileriye
İnsan kıymetlidir gönül hak diye
Hakkın revasını naza dönderdik

Ele bele dile hükmet diyoruz
Hakkımızdan başka biz yemiyoruz
Zalimliği zulmü istemiyoruz
Gönüllerde kışı yaza dönderdik

Bu Gürani Doğan der bile bile
Nasılsak öyleyiz yok bizde hile
Sevgiliye sevgi verdik aşk ile
Benliği kibiri toza dönderdik

* * *

Var

Ne çektim kendimi bulana kadar
Ta Nuh’a Adem’e gitmişliğim var
Musa’dan İsa’dan dolandım geldim
Muhammet Ali’ye yetmişliğim var

Ehlibeyt diyerek göz gönül kattım
Hünkar dergahına elim uzattım
Şah İbrahim ile erkana yattım
Her şeyden arınıp bitmişliğim var

Kendini bilmezden çok çektim çile
Onlar dışa bakar bakmaz gönüle
Şah damara girdim ben Hallac ile
Nesimi’yle sohbet etmişliğim var

Birçok yere vardım gezdim taradım
Nice şeyhe nice pire yaradım
İnsan insan diye sevgi aradım
Dünyayı öteye yitmişliğim var

Gürani Doğan zor yaşam oyunu
Nice kullar benden aldı huyunu
İçtiğimden beri Kevser suyunu
Ali’nin elinden tutmuşluğum var